HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLABİLİR.
Arşivimi gezerken rastladım. Aşağıdaki yazıyı 19.09.2010 tarihinde yazmışım. Aradan tam 3 belediye seçimi 9 koca yıl geçmiş. Bu kadar uzun zamana rağmen Zile’de değişen bir şey olmadı.
Ancak şimdi Zile için ender bir fırsat daha doğdu.
Değerlendirebilirsek "Zile'de çok güzel şeyler olabilir."
Eşim "Daha bıkmadın mı? Dese de ben hala umutluyum. Un var Şeker var. Her şey var. Zile bir Usta, bir önder arıyor. Bakalım bu şanslı insan kim olacak.
Tıpkı Zile gibi Beypazarının eski belediye başkanı Mansur Yavaş CHP den Ankara büyük şehir belediye başkanı oldu. Bugün Zile; Türkiye’de CHP nin seçim kazandığı en büyük ilçelerden biri . İyi kullanılabilirse bu durum Zile için yeni bir fırsat olabilir.
Şayet parti içi dayanışma devreye sokulabilirse. Mansur Beyin Beypazarı tecrübeleri Zile’ye de uygulayabilir. Beypazarı ve Zile. Hatta Ankara ile Zile ile kardeş şehir olabilir. Belediye Başkanımız Sayın Şükrü Sargın bu önemli fırsatı devreye sokabilirse Zile’de “ Her şey çok güzel olabilir.” Olabilir, Olabilir, Olabilir…
9 yıl önce Ziyaret ettiğim Beypazarı'ı ziyaret ettikten sonra aşağıdaki yazıyı yazmışım. Aynen şunları söylemişim;
Ankara’nın Beypazarı ilçesi son yıllarda adını duyuran yeni bir turistik kent. 35.000 nüfusu var. Ankara’ya 100 km uzaklıkta. Tarıma dayalı bir şehir. Türkiye’nin en iyi kamyon kasaları burada yapılıyor. Ülkemizin havuç ihtiyacının büyük bir bölümü buradan karşılanıyor.
Başkente yakınlığı turizm alanında tanınmasında en büyük etkenlerden birisi olmuş. Beypazarı’nı tanıtan www.beypazarliyiz.com isimli web sitesi Beypazarı için kısaca şöyle yazıyor. “Hıdırlık Tepesinden şehri panoramik olarak görebilir, oradan Halk Eğitim Merkezi'ne geçerek el sanatlarını tanıma ve deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz. Buradan sonra İnözü Vadisi'ne geçebilir, Beypazarı'nın ilk yerleşimini tanıma fırsatı elde edebilirsiniz... Dilerseniz yöresel yemeğinizi İnözü Vadisi üzerindeki 5 tesisten birinde yiyebilirsiniz...
Halk Evi, Kent Tarihi Müzesi ve İmaret Meydanı’nı gezerek Alaattin Sokak güzergahına ilerler, Beypazarı Kültür Evini, hemen karşısındaki Doğa Evi ve Yaşayan Müze'yi gezebilirsiniz... Gümüşçüler Çarşısında gümüş alışverişi yaptıktan sonra Beypazarı Gezinizi tamamlarsınız.” Diye yazıyordu.
Uzun zamandır istememe rağmen Beypazarı’na gitmek bir türlü nasip olmamıştı. Bayramın ikinci günü ailece gittik. Daha önce Beypazırı’na birkaç defa giden kızım bize rehberlik yaptı. Aslında Beypazarı rehbere ihtiyaç duyulacak bir yer değil.
Şehir merkezine güzel bir bulvar ile giriyorsunuz. Belediyeyi geçince Sağdaki daracık yokuştan tırmanıp Hıdırlık tepesinin eteğinde uzanan Alaattin Sokağa ulaşıyorsunuz. Aşağı yukarı 200 metre uzunluğunda olan Alaattin Sokak Beypazarı’nda turizmin merkezi durumunda.
Alaattin Sokak üzerinde bulunan az sayıdaki eski ev restore edilmiş.Yanında yöresinde bulunan beton evler de onlara uydurulmak için ahşapla kaplanmış. Eski bir sokak görünümü verilmiş. Geldiğimizde Alaattin Sokak oldukça kalabalıktı. Pek fazla gidecek yeri olmayan Ankara’lılar bayram tatilinden yararlanarak Beypazarı’na akın etmiş.
Belediye yol boyunca hediyelik eşya dükkanları açılmış. Küçük tezgahlar kurulmuş. Tezgahların başında kadınlar var. Çoğunluğunda Tokat’ta yapılan yazma, yemeni, masa ve baş örtüleri satılıyor. Hanımlar evde yaptıkları. Beypazarı kurusu, 80 katlı baklava, erişte,zeytinyağlı yaprak dolması, turşu, reçel gibi ürünleri satıyorlar var. Oldukça da alıcıları var.
Yol boyunca bir kaç tane de lokanta ve kafe var. Bayram dolayısı müze, gümüşçüler çarşısı gibi yerler kapalı idi. İnciğe boncuğa da meraklı olmayınca bu kısa sokaktaki gezinti çabucak bitiverdi.
Şehir gezintisinden sonra web sitesinde önerilen İnözü Vadisi’ nde yöresel yemekler yapan Cırcırların Konağı’na gittik. Yemyeşil bahçesinde koyu gölgeli ağaçların altında ki masamıza yerleştik. Bildik yemeklere ilave olarak bize tavsiye edilen yöresel yemeklerden Beypazarı Güveci, Mumbar, Testi Kebabı ile Beypazarı Dolması ısmarladık.
Siparişlerimiz gelince Beypazarı’nın yemeklerin de Evleri gibi Sonradan yöreselleştirilmiş olduğunu gördük. Beypazarı Dolması etli yaprak dolması ama zeytinyağlı gibi uzun, uzun sarılmış. Beypazarı Güveci; toprak güveçte pişmiş etli pirinç pilavı. Testi kebabı; Yozgat’ın bildiğimiz testi kebabı, Mumbar diye beklediğimizin ise suçuk içi idi.
Beypazarı gezimiz boyunca Zile’yi düşünmeden edemedim. Beypazarı’ndan Ankara’ya dönerken içim kıskançlık, kızgınlık duyguları ile dolu idi. Safranbolu’ya gittiğimde de öyle olmuştum.
Beypazarı’nda turizm hareketini başlatan başarılı belediye başkanı Mansur Yavaş’ı alkışlıyorum. Beypazarı’nda hiç yoktan bir turizm kenti ortaya çıkarmış. Onun Beypazarı’nda başlattığı turizm hareketi ülke çapında taktir edildi. Başkente Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı oldu. Nerede ise seçiliyordu. Hizmet edeni bu millet taktir ediyor.
Tüm zenginliğimize rağmen biz bunu başaramadık. Yıllardır lafı ile eğleniyoruz. Başaramadık. Çünkü: başarmak için önce inanmak lazım. İnanmış görünmek yetmiyor. Yapmak lazım.
Zile- 19.09.2010
Haydi Hayırlısı