|
|||
![]() |
Zile'nin İĞDİR köyünden Yüce Bir Kahraman Hasan Onbaşı | ||
Hulusi Serezli | |||
hserezli@gmail.com | |||
Bir kahramanlık ve vefa örneği Zilenin İĞDİR köyünden hemşerimiz Hasan Onbaşının hikayesini ilk defa geçtiğimiz yıl Sayın Ayşegül Aran hanımefendinin guruba yazdığı yazı ile öğrenmiştim. Hikaye beni çok etkilemişti. Bu gün bile, o yazıyı her okuduğumda göz yaşlarıma engel olamıyorum. Zile Sitesinin Köşe Yazıları sayfalarında 12.Haziran.2007 tarihinden yayınlandığım yazı bu güne kadar tam 10.088 kişi tarafından okundu. Sizler de yazının orijinalini yazarı rahmetli İlhan Bardakçının kaleminden Zile sitesinde http://zilesitesi.com/yazar-441-arsiv.html adresinde okuyabilirsiniz. İlhan Bardakçının bu yazısını birkaç defa yayınlamama rağmen bu güne kadar Zilede kimsenin dikkatini çekmeyi başaramamıştım. Yeterli ilgi görmemişti. İnşaallah bu yazılar dolayısı ile gereken ilgiyi çekebiliriz. Hayali kahramanlara ve hikayelere anıtlar dikilirken, nedense Hasan Onbaşı gibi yaşamış, gerçek kahramanlarımıza ve Manevi değerlerimize kayıtsız kalınıyor. Tıpkı Zileden Ankara ya götürülerek bir müzenin deposuna konulan Aziz Peygamberimizin Mübarek Hırka-ı Şeriflerine gösterdiğimiz ilgisizlik gibi. Çoğunuz biliyorsunuz. Konu ile ilgili gelişmeleri Zile Sitesinde ve Zile Platformunda defalarca yazdım. Bunları <http://www.zilesitesi.com/kose.asp?id=226 ve http://www.zilesitesi.com/makale.asp? islem=goster&id=15 adresinde okuyabilirsiniz. Hırka-ı Şerifin hikayesini babamdan dinlemiştim. Yıllarca izini sürdükten sonra götürüldüğü yeri tespit edip, belgelerini resimlerini defalar çeşitli yerlerde yayınladım. Fırsat bulduğum her ortamda anlattım. Ankaradaki müze yetkililerden istendiği zaman Zile ye geri verilme sözünü aldım. Bunu 10 yıldan beri defalar mahalli yöneticilere bildirdim. Hırkayı Şerifi Tekrar Zileye getirmek için mücadele verdim.Sade bir vatandaş olarak yapabileceğim her şeyi yaptım. Maalesef işin asıl sahiplerini ikna edemedim. Dikkatlerini çekmeyi başaramadım. İlgilenmediler. Son olarak geçen yılın sonunda bir toplantıda tekrar söylediğimde zamansız ve erken olduğu söylediler. Daha acil olan heykeli diktiler. Ne diyelim. Zile turizme hazırlanıyor. bir iki evin restoresine başlandı. Bu hızla ne kadar yıl sonra neticeye ulaşılır Allah bilir. Oysaki biz bu konuda başarıya ulaşmış olan Amasya dan Beypazarından,hatta Safranboludan, bile şanslıyız. Onların yıllarca uğraştıkları neticelere biz bir kaç yılda ulaşabiliriz. Çünki bizim Hırka-ı Şerif gibi hiç şehrin sahip olamayacağı bir manevi değerimiz var. Her zaman iddia ettim. Yine de ediyorum. O mübarek tek başına Zile yi ayağa kaldırabilecek güce sahiptir. Yeter ki onun yüceliğine, faziletine hakikaten inanmış insanlar tarafından konuya el atılsın. Farkındamısınız o mübarek Hırka Zile den gittikten Zile ne durumlara düştü. Her geçen gün adım, adım geriledi küçüldü. Bu gün nüfusumuz 20.000 ler seviyesine indi. Turizm, turizm diyoruz. İşte en büyük turizm kaynağı önümüzde duruyor. Ona sahip çıkmıyoruz. İstanbul daki Hırka-ı Şerif Caminin halini görmüyor musunuz. İnsanlar uzaktan da olsun bakabilmek için birbirlerini eziyorlar. Fedakarlıklara katlanıyorlar. Şu anda otelimiz, lokantamız yok. Deniliyor. Oysaki Hırka-ı Şerif şimdi Zile de olsa onu görmek için gelecek insanlar ne otel isterler, ne de yatak. Arabalarında yatarlar. Sokakta yatarlar. Yeter ki onu görmek isterler. Hiç bir şeyden şikayet de etmezler. Turistler gelsin biz ne oteller, ne tesisler yaparız. Değerli Dostar, Hasan Onbaşı gibilere ve Onun o asil ve yüce duygularına bu günlerde rastlanmak çok zor. Milletler milli ve manevi değerlerine sahip çıktığı müddetçe yaşarlar. Bu gün Zileliler olarak Milli ve manevi değerlerimize gereken önemi verdiğimizi söyleyemeyiz. Peygamberimizin Torunları Zilede. Esnaf teşkilatını kurucusu AHİ EVREN Hazretleri Zile de yatıyor kimsenin haberi yok. Yüce Peygamberimizin hiçbir dünya malı ile karşılaştırılamayacak değerdeki emanetine bile sahip çıkamadığımız ortada iken daha ne söylenebilir ki. Hoşça Kalınız. Hulusi SEREZLİ
|
|||
Etiketler: arsiv |
|